Can Yeleği!

20 Kasım 2012, 03:32 | Havacılık, Seyahat, Sivil Havacılık, Uçak, Yolculuk kategorisinde yayınlandı | Yorum bırakın
Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Uçuşta meydana gelebilecek bazı acil durumlar ve uygulanması gerekenler var ki ‘yok arkadaş bu iş olmaz’ diyorum. Bunlardan biri, olur da uçak acil bir şekilde suya inmek durumunda kalırsa nasıl davranılması gerektiği.

Uçağa binildiğinde yapılan ya da gösterilen güvenlik demosunda acil bir durumda can yeleklerinin uçaktan çıkıldığında şişirilmesi gerektiği belirtilir. Ancak çoğu kişi bu ayrıntıyı dinlemez. Ve şüphesiz yolcuların büyük bir kısmı suya inme, çarpma anında o can yeleklerini, boyunlarından geçirdiği gibi şişerecektir. Bunda elbette yaşanan paniğin de etkisi olacaktır ancak eller o şişirme iplerine gidecektir.

Peki sonra?

Uçağın ana kapıları ile kanat üstü acil çıkış kapılarını düşündüğümüzde, kanat üstü çıkış kapıları diğer kapılara göre küçüktür. Uçağa binenler bilecektir. Bu kapılardan can yelekleriyle çıkmak çok çok zordur. İmkansız diyeceğim, olmayacak. Uçak suya inmiş, insanlar paniklemiş, hepsi yeleklerini şişirmiş, birbirlerini eze eze cücük kadar yerden çıkmaya çalışıyor. Evet böyle düşününce durum imkânsızlaşıyor.

Ana kapılara gelirsek, arka ana kapılar normal bir suya iniş hâlinde ilk olarak batacak bölge olacaktır. Öncelikle kullanılması gereken kanatüstü acil çıkışlar ve ön ana kapılardır.

Ön kapıda da uçak içindeki panik hâli düşününce kapılardan çıkmak kolay olmayacaktır. Ayrıca yapısal olarak uçakta bulunan can yelekleri denizdeki simit gibi değildir. Serttir, hareket etmeye pek imkân vermez. Şişirildiğinde kafayı yukarı doğru çeker ve sıkıca sarar, sıkıştırır. Yüzmek bile pek kolay değildir. Amaç sadece su üzerinde kalmaktır.

Air Seychelles şirketinin eğitiminden bir kare

Ve başka bir planda, uçağın parçalandığını ve içine su girdiğini düşündüğümüzde, yeleğini içeride şişirmiş olan yolcular suyun üstüne, dolayısıyla uçağın tavanına doğru çekileceğinden dalıp da çıkışa doğru ilerleyemeyeceklerdir.

Nereden mi biliyoruz?

Bkz. Etiyopya Havayolları 961 numaralı sefer. Bir uçak kaçırılma olayıdır ve uçak suya iner. Can yeleğini şişirmiş olanlar ne yazık ki uçakta sıkıştığından çıkamazlar. Şişirmemiş yolcuların çoğu uçak çıkabilmiş ve sağ olarak kurtarılmışlardır. Çoğu diyorum, çünkü can yeleğini şişirmeyen ve kemerini de bağlamamış olan korsanlarla yolcular uçak çarptığında başlarını ve bedenlerini vurarak hayatlarını kaybetmişlerdir.

Bkz. 23 Kasım 1996 Komorlar Uçak Kaçırma Olayı

National Geographic’in ilgili Air Crash Investigation belgeselini seyretmek için:

Bir gün uçak içinde yürüyorum. Bir baktım adamın biri almış can yeleğini kucağına koymuş oturuyor. Gittim yanına, “Beyefendi can yeleklerinin acil durumda alınması gerekiyor. Ne yapmayı düşünüyorsunuz?” diye sordum.

“Bir şey olursa hemen şişirmem gerek ama” dedi.

Al işte. “ Güvenlik için yaptığımız demoda can yeleklerinin uçaktan çıktıktan sonra şişirilmesi gerektiğini belirtiyoruz. Uçak içinde şişirmeniz sadece sizi engelleyecektir ve doğru bir hareket olmayacaktır. Şu an her şey yolunda, herhangi bir sorun yok ayrıca olağan rotamızda deniz ya da göl de yok pek. Rahat olun lütfen..”

Ama biliyorum ki o kafa “Ben şişireyim de ne olur ne olmaz” diyecektir. Bunu uçağın çoğu diyecektir. O sebeple uçağın önünden arkasına doğru bakıp suya inişi ve yolcuları hayal ettiğimde hemen itekliyorum bu düşünceyi aklımdan.

Özetle, can yeleklerini şişirmek gerektiğinde, uçaktan çıktıktan sonra şişiriniz!

Belirtmek isterim ki bunu yazmamdaki sebep uçak korkusunu tetiklemek ya da buna sebep olmak değil, neden uçak içinde şişirilmemesi gerektiğini açıklamaktır. Hani şöyle kalıversin aklınızın bir kenarında.

Yorum Yapın »

RSS feed for comments on this post. TrackBack URI

Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.
Entries ve yorumlar feeds.